Çiftçi yanlış yönlendiriliyor

 

Yine bir üretici, kafasy karışık, dalıyor kapıdan içeri.

- Yahu Hasan Bey, şu kantarın yanında birisi beni sana gönderdi.

- Hoş geldin hemşerim, gel bakalım, otur şöyle.

- Sabahtan beri dolaşırım, kafam karıştı. Tohuma bakıyorum. Bu çeşitlerden hangisi iyi, herkes bir şey söylüyor.

- İyi derken? Sulu mu kuru mu? Nereye, ne zaman ekeceksin?

- Sulu, sulu. Fasulye yerine ekeceğim biraz, biraz pancar var. Pancar geç kalkacak gibi.

- Erken ekeceğin yerlere başka, geç kalacağın yerlere başka çeşit düşünmelisin. Bir de sulama ve gübreleme durumun önemli.

- O tamam da bana en kalitelisini söyle.

- Hemşerim, kalitesi genelde iyi olan çeşitler var. Amma bu her yıl hep böyle olur diye bir garanti yok. Yıla göre bakarsın bir yıl bir çeşit öne çıkar, bir yıl ötekisi. Sen her yıl verimi ve kalitesiyle çok iyi bir çeşit gördün mü hiç?

- Doğru, her sene bir şey çıkıyor.

- Çıkar tabi. Eylülde Ekimde ekiyorsun, yılın nasıl geleceğini nereden bileceksin?

- Valla bilmem, şaştık, herkes bir şey diyor. Değirmenciler ???. çeşitini ek diyor.

- Der tabi. Onlar mevcut duruma göre akıl verir. Madem öyle kolayda, neden her sene ekebileceğin bir çeşit bulup getirmediler şimdiye kadar. Mesela geçen sene ??? çeşitini kaliteli ek diyorlardı, bu sene ekmeyin kalitesi düşük diyorlar. Ne değişti? Değişen yıl. Aynı yıl içinde bile aynı çeşitin iyi mahsülü de olur kötü mahsulü de. Bezostaja öyle değil mi? Bak borsaya. Aynı gün içinde Bezostaja var 0,470 TL, Bezostaja var 0.640 TL. İkiside Bezostaja. Bezostaja kötü çeşit diyebilir misin? Yetiştiği yere ve yetiştirene bakacaksın. Uygun olmayan yetişme şartları, iklim özellikleri ve kötü çiftçi Bezostaja'yı bile kötü yapar.

- Bilmem ne yapsak?

- Yapacağın dekara sana en fazla kazandıracak olanı ek. Çiftçi harmanda en yüksek veren çeşiti över, yerlere koymaz, satış zamanı da verimi unutur en iyi fiyatı yapanın peşine düşer.

- Kaliteli olsun tabi. Fiyatı yüksek olan daha çok kazandırmaz mı?

- Gel hesaplayalım. Suluda dekara 1 ton veren çeşitler var. Diyelim biz 700 kg aldık. Kilosunu 0.520 TL'ye sattık. Ne yapar? Yaklaşık 370 TL. Kaliteli bir çeşit 550 Kg, fiyatı 0,625 TL, ne yapar? Yaklaşık 345 TL. Sen buna bakacaksın. 700 kg verimle birde suyu ve gübresini düzenli ve doğru vererek kaliteyi yükseltirsen, 0.570 TL ye de satarsan dekara 400 TL alırsın. Hangisi iyi? Burada sana iş düşüyor. Hem 700 kg versin, hem de 0.700 TL ye satayım. Yok böyle bir şey. Varsa getir ben de ekeyim.

- Şaştık.

- Şaşma. Seneye, bugün sana akıl verenler yine kafanı karıştıracaklar. Yine yeni çeşitler tavsiye edecekler. Geçen sene iyiydi amma sen onu boş ver, bu sene şu çeşit kaliteli onu ek diyecekler.

- Hep öyle oluyor. Kimsenin bir şey bildiği yok. Allah yüzümüze baksın.

- Bana göre böyle. Birde piyasada makasçılara dikkat et. Seni makasa alanlara. Bunlardan borsanın önünde, etrafında, tohum işi yapan esnafın dükkanında, kapısının önünde, özellikle buğday pazarında çok var. Biri bir şey tavsiye eder, diğerleri de tasdik eder. Hiç farkına varmadan birkaç ton malı arabanda bulabilirsin. Uyandığında geç olabilir. Bunun belki de farkına ertesi yıl hasatta varabilirsin.

- Valla doğru diyorsun.

- Bir de, bu yıl her taraf makarnalık buğday oldu. 2004 yılını hatırla. Ekmelikten ucuzdu. TMO stokları makarnalık buğday doluydu. Önümüzdeki yıllar aynı olmayacağını kim bilir. Tarlalarını hep aynı cinsten ekme. Yarısını ekmeklik, yarısını makarnalık ek. İşi riske etme, tek çeşide de bağlanma. Ben bu kadarını tavsiye ederim. Karar senin.

- Zor kardeşim zor. Haydi bakalım hayırlysı.

Dedi ve çıktı. Kafası karışık. Seneye umduğunu bulma ihtimali yine belirsiz. İhtimal %50. Yüzünün gülmesi iklim şartlarına ve işini ne kadar iyi yaptığına bağlı olacak. Olmazsa bedeli yine kendi ödeyecek.

O akıl verenler yine yeni akıllarla hazinelerini çiftçiye açacaklar. Sonunda yine onların cebi dolacak. Çiftçinin cebinin dibi delik, dolması mümkün değil.

Bu ülkede akıllı geçinenler genelde elini taşın altına koymuyorlar. Madem kolaydı da, neden tüccar, değirmenci yüksek verimli ve kaliteli bir çeşiti geliştirip, geliştirtip, bir yerden bulup gelip, bunun için bedel ödeyip çiftçiyi bu arayıştan, bu dertten kurtarmıyorlar. Kolaysa yapsınlar. En kolayı eleştirmek, kolaydan akıl vermek, varsa iyi bir mal parayı basıp almaktır. Gerisi hikaye. Bu da onların hayat felsefesi.

Herkes çiftçi dostu geçinir, herkes çiftçinin maliyetlerinden, sıkıntısından, kazanamadığından bahseder. Ne hikmetse bedeli hep çiftçi öder.

Vur abalıya.