İyi çiftçi iyi çeşitten daha önemlidir.

 

Çiftçimiz soruyor.

Bu çeşit iyi mi? Ben de hemen dur hele diyorum. Önce çeşit değil, senden başlayalım.

Nasıl yani?

Nasılı, sen nasıl çiftçisin, iyi mi, kötü mü?

Şaşırıyor.

Toprak hazırlığı, ekim, sulama, bakım, gübreleme, hastalık ve zararlılar, bunları ne kadar iyi yapabiliyorsun, tarlana ne kadar iyi bakabiliyorsun?

Valla iyi kötü bakıyoruz, yapıyoruz.

İyi kötü ile olmaz. Şimdiye kadar suluda hangi buğday çeşitinden dekara 600-800 kg verim aldın?

Ne 600 kilosu. Ben üst üste hiç 400 kg almadım. 

O zaman biz de sana göre iyi çeşit yok deyip uğurluyorum çiftçimizi. Gerçekten ona göresi bizde yok. Bizim çeşitlerimiz iyi çiftçiler içindir. Kötü çiftçi elinde kötüye düşecek mal yok bizde.

Anlayacağınız, bu çitçimiz çeşit değil önce kendini değiştirmeli.

Bir Örnek:

Yıl 2008.

Baba sağken hazırlanan tarla babanın ölümü üzerinde iki kardeş tarafından bölünerek, bir yarısını bir kardeş, bir yarısını diğer kardeş ekmiş.

Ektikleri çeşit aynı, tohum aynı kaynaktan, sertifikalı. Aynı kamyonla gitmiş, aynı traktör ve mibzerle ekilmiş.

Birisi dekara 770 kg almış, 38 gluten, fiyat 0.580 TL. Diğeri 450 kg almış, 21 gluten, fiyat 0.490 TL. 

Birisi teşekkür ediyor, diğeri bu çeşit ocağıma incir ağacı dikti diye bağırıyor.

Kötü olan çeşit mi, çiftçi mi?

Bu ülkenin iyi çeşitten çok iyi üreticilere ihtiyacı olduğu açıktır. El yordamı ve imkansızlıklar içinde olmuyor ve olmaz.

Sevgiyle kalın...

Doç. Dr. Hasan Ekiz